İyilik ve kötülük doğuştan mıdır? Çünkü eğer öyleyse, iyi biri olmak için boşuna uğraşmaya gerek yok.
Fakat sonradan öğrenilebilir bir şeyse, yani okuma yazma gibi, o zaman neden hala bu kadar çok kötü insan var.
Aklımı kemiren, beni hasta eden fikirler…
İyilik ve kötülük doğuştan mıdır? Çünkü eğer öyleyse, iyi biri olmak için boşuna uğraşmaya gerek yok.
Fakat sonradan öğrenilebilir bir şeyse, yani okuma yazma gibi, o zaman neden hala bu kadar çok kötü insan var.
Zamanı etkili – verimli kullanma ve zamanın bizim için önemi gibi konuları ele aldığımız “zamanın değeri” video serimizin dördüncü bölümünde anı yaşamak ve mutlu olmak konuları üzerinde durduk.
Facebook veri skandalı ve Cambridge Analytica isimli firma hakkındaki iddialar geçtiğimiz haftaya damgasını vurdu.
50 Milyon Facebook kullanıcısının verilerinin sızdığını doğrulayan Facebook, hedefine Cambridge Analytica ve SCL Group isimli iki şirketi koydu.
Not tutmak, yani fikirlerimizi bir not defterine düzenli olarak not almak hayatımızı ne kadar değiştirebilir ki?
Bizim hayatımızı ne kadar değiştirdiğini bilemeyiz belki ama pek çok dahi beynin başarısındaki sırrın bu olduğunu biliyoruz.
Zamanın değeri video serimizin bu bölümünde neredeyse herkesin ortak sıkıntısı olan “trafikte geçen zaman” ve bu zamanın kişisel gelişim amaçlarımız için nasıl kullanılabileceğinden bahsettik.
İngilizce öğrenme sürecinin en sancılı, en zorlu safhası kelime ezberlemektir desek herhalde abartmış olmayız. Bu nedenle İngilizce kelime öğrenme, daha doğrusu İngilizce kelime ezberleme herkesin korkulu rüyası haline gelmiş durumda.
Peki bunun bir kolayı yok mu?
Eğer sen de “Başımı kaşıyacak vaktim yok” cümlesini çok kullanmaya başladıysan, vakitsizlik sıkıntısı yaşıyor olabilirsin.
Hep meşgul, hep bir yerlere yetişme telaşındaysan ve kendine vakit ayırma sıkıntısı yaşıyorsan
Nihilio Vision Kurucusu Ersin Özüağ ile Kocaeli Üniversitesi Teknopark’ da keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Artırılmış gerçeklik ile eğitim sektöründeki yaratıcı çözümlerini, sundukları hizmetler, ürünlerini ve girişimcilik serüvenlerini kouştuk.
Bazen belli şeyleri duymak isteriz, bir bakıma ona ihtiyaç duyarız. Doğru mu yanlış mı hiç arkasını araştırmadan körü körüne ona inanır ve asla da sorgulamayız. Mesela onlardan bir tanesini ele alım.
Kitabı, kitap okumayı hatta kitap okumanın zevkini hep iyi okurlarlardan ya da iyi yazarlardan dinliyoruz.
Bir de benim gibi bir “okumayanın” gözünden kitaba bakmaya ne dersiniz?